Hayat bir mucize! Bu ülkede ilerlerken karşınıza şekerlemeden evler, bin renkli kuşlar, yakut yüklü ağaçlar çıkacak en beklenmedik anda... Unutmamak için yazmalı! Bir masal gibi sonsuzluğa...

8 Mart 2010

Ah Çılgın Şapkacı... keşke hep beraber olsak...

Bir Alice olsam, saatli tavşanı görsem, ağaç kovuğundan yuvarlanıp harikalar diyarına düşsem, kötülerle savaşsam, kuşlar uçursam, kılıçlar kuşansam, uçsam kaçsam düşsem kalksam da, ah bir Çılgın Şapkacı bulsam… Evet, bu hafta vizyona giren son Tim Burton harikası “Alice in Wonderland/ Alice Harikalar Diyarında” yine zengin görselliği ve biricik kahramanlarıyla beklenen etkiyi yaratıyor. Hele de Johnny Depp, yönetmenin ellerinde yine bir sanat eserine dönüşüyor ve hiç ayrılmak istemediğimiz, yanımızda eve götürsek dedirten Çılgın Şapkacı karakteriyle filmin yıldızı oluyor.


Sıradışı/ deli-dahi klasmanında yer alan ve fanatiklerinin gözünde sinemacılıktan çıkıp totemleşen adamlardan biri Tim Burton. Filmografisine baktığımızda neler ver neler… Genelde en çok sevilenler ise şöyle: Beetlejuice/ Beter Böcek (1988), Batman (1989), Edward Scissorhands/ Edward Makaseller (1990), Ed Wood (1994), Sleepy Hollow/ Hayalet Süvari (1999), Big Fish/ Büyük Balık (2003), Charlie and the Chocolate Factory/ Charlie’nin Çikolata Fabrikası (2005), Corpse Bride/ Ölü Gelin (2005), Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street/ Fleet Sokağının Şeytan Berberi (2007).

Tabii bu kez beklentimizi katlayan, zaten uzayda on sihirbaz etkisindeki Burton’ın elinde bir de Alice Harikalar Diyarında gibi fantastik bir malzeme olması… Evet, film Lewis Carroll’ın “Alis Harikalar Diyarında” ve “Aynanın İçinden” kitaplarına dayanarak Linda Woolverton tarafından senaryolaştırılmış. Başrollerde yine Burton’ın da, bizim de fetiş oyuncularımız olan Johnny Depp, Helena Bonham Carter ve ek olarak, Alice rolündeki Mia Wasikowska ile Anne Hathaway, Crispin Glover, Michael Sheen, Stephen Fry var. Ve müzikler de yine Burton’ın kadim dostu Danny Elfman’a ait.


Viktorya döneminde bir genç kız olan Alice, çocukluk yıllarındaki fantastik macerasından tam 12 yıl sonra harikalar diyarına geri dönüyor, fakat geçmişteki yolculuğuna dair hiçbir şey hatırlamamakta. Burada eski arkadaşları Çılgın Şapkacı, Beyaz Tavşan, Tweedledee ve Tweedledum, Fare, Tırtıl, Cheshire Kedisi ile yeniden bir araya geliyor ve Kupa Kraliçesi’nin korku krallığına son vermek üzere büyük bir mücadeleye başlıyorlar.

Film, canlı oyuncular ile animasyon karakterlerin buluşmasından oluşuyor. Burton, orijinal öyküde Alice karakterinin art arda farklı karakterlerle karşılaştığını ancak bu durumlar arasında duygusal bir bağ hissedilmediğini; filmde ise öyküsel bir bütünlük yakalamaya çalıştığını söylüyor. Alice, Viktorya dönemi genç kızlarının tersine toplumsal baskılara başkaldırıp kendi yolunu seçmiş bir kahraman olarak tasarlanmış. Çılgın Şapkacı rolündeki Depp’i filmde turunca saçlarla görüyoruz. Oyuncu, öyküde defalarca zehirlenmiş olan bu karakterin saçları, tırnakları ve gözlerindeki turuncuyu zehrin dışarı sızışı olarak yorumluyor. Alice ve Şapkacı, iki yalnız karakter olarak birbirlerini anlıyor ve özel bir dostluk bağı geliştiriyorlar.


Burton tüm detaylara sadık kalmasa da eserin klasik özünü koruyor ve orijinal öyküye taze bir yorum getiriyor. Filmin % 90’ında green box kullanılmış. Harikalar diyarı bölümleri California Sony Pictures Stüdyoları’nda çekilmiş. Çekimler iki boyutlu olarak gerçekleştirilip, film daha sonra post prodüksiyon aşamasında 3D’ye aktarılmış. Unutmadan söyleyeyim; harikalar diyarı anlamına gelen wonderland bu kez “underland/ yer altı” olarak tanımlanıyor. Nedeni ise filmde, ünlü eserin orijinalinde ve sonraki animasyon uyarlamalarında alışkın olduğumuzdan biraz daha ürkünç bir evren yaratılmış olması.

Aslına bakarsanız harikalar diyarının biraz daha renkli ve neşeli görünmesi bizim de tercihimiz olurdu… Ama Burton’dır, vardır bir bildiği diyor ve kendisine saygılarımızı sunuyoruz. Ayrıca filmdeki balık uşak, kurbağa muhafız gibi tadına doyulmaz yan karakter sürprizlerini de ona borçlu olduğumuzu unutmayalım. Özetle, beklenenden biraz daha karanlık ama yine tılsımlı ve sevilesi binbir karakterle dolu bu özel sinema deneyimini kaçırmamanız dileğiyle!