Hayat bir mucize! Bu ülkede ilerlerken karşınıza şekerlemeden evler, bin renkli kuşlar, yakut yüklü ağaçlar çıkacak en beklenmedik anda... Unutmamak için yazmalı! Bir masal gibi sonsuzluğa...

12 Nisan 2010

MODERN İNSANIN KORKULARINA GÜLMECE!

Old Dogs/ İki Babalık



Yön: Walt Becker
Oyn: Robin Williams, John Travolta, Kelly Preston, Matt Dillon, Seth Green

Sizlere eğlenceli bir film önerisinde bulunan neşeli bir yazı yazmanın hayaliyle, önceki gün Old Dogs/ İki Babalık’ı izlemek üzere heyecanla kuruldum koltuğuma. Ama filmin neredeyse ilk anından bu yana ne yazsam, nasıl anlatsam diye düşünüyor; bir yandan vicdanımı yoklarken diğer yandan kafamı toplamaya çalışıyorum. Şu ana dek ne kadar hissedilmiştir bilmem, ama sinemaya olan sevgim bazen sinema okumalarımın da duygusal tonda seyretmesine neden olabiliyor… Özetle, bire bir tercümeyle İhtiyar Köpekler adını taşıyan İki Babalık konusunda da benzer bir durum yaşıyorum.

Filmin senaryosu David Diamond ve David Weissman’a ait. Yönetmen Walt Becker ise daha önce çektiği Van Wilder/ Kaçıklar Üniversitesi (2002), Buying The Cow (2002), Wild Hogs/ Çılgın Motorcular (2007) adlı filmlerle biliniyor. Kuşkusuz afişle ilk karşılaşmada İki Babalık’ın en büyük kozu oyuncuları... Yıllar yılı bildiğimiz, çok sevdiğimiz ve artık ailemizden birileri gibi olmuş John Travolta ve Robin Williams. Böyle isimler söz konusu olunca, filmin vaat ettiklerinden bağımsız, sırf sevdiklerimi görmek merakıyla gidebiliyorum sinemaya. Hatta bu bekleyişten heyecan duyuyor, kavuşma anından keyif alıyorum. Tabii film çok da büyük hayal kırıklığı yaratmıyorsa...


Dilerseniz hayal kırıklığının boyutlarını anlatmaya konudan başlayalım. Charlie (John Travolta) ve Dan (Robin Williams) 50’li yaşlarını süren, ekonomik durumları gayet iyi, lüks muhitlerindeki modern evlerinde parlak bir hayat yaşayan, gezen tozan, tüketim toplumunun rahatı bulmuş insan profilinin genel teamülüne uygun olarak para – başarı – keyif üçgeninde düzenini kurmuş, eğlencesine bakan ve gerisini çok sorgulamayan, özellikle de Charlie karakterinin tasarımında zenginliğin ve işadamı olmanın o meşhur halleriyle, yani abartılı bir özgüven ve şımarıklık gibi sinir bozucu özelliklerle donanmış iki iş ortağı ve en yakın arkadaştırlar. Charlie hala aile olmak, birine bağlanmak gibi değerleri aşağılayıp çapkınlık peşinde koşarken, Dan ise naif bir karakter olarak yine de aşk ve romantizme daha yakın durmakta, hatta yıllar önce bir günlüğüne evli kaldığı eski eşi Vicky’yi (Kelly Preston) zaman zaman yad etmektedir.

İşte tam bu sırada Vicky sürpriz bir haberle çıka gelir. Meğerse o bir günlük evlilik yedi yıl önce ikiz meyveler vermiştir ve şimdi Dan’in, biri kız diğeri erkek ufaklıklara 15 günlüğüne mukayyet olması gerekmektedir. Tahmin edeceğiniz üzere zorlu olaylar ve mücadeleler dizisi de gayet alışıldık ve standart biçimde böylece başlar. Aslında dizi sözcüğünün burada görünenden daha çok şey ifade ettiğini söyleyebilirim; çünkü zaten filmin ilk aksaklığı anlatımda bir akıcılık taşımaması ve toplamda art arda gelen bir skeçler dizisi gibi durması.

Gelelim diğer tatsızlıklara… Genelde insanların klasikleşmiş korkuları üzerinden (evlilik, bağlanma vb. gibi) mizah yapma kolaylığına kaçan Amerikan komedi sineması, burada da iki erkeğin ihtiyarlığa yol alma endişesi ve bunlardan birinin de artık babalığa soyunma stresi üzerinde zuhur ediyor. Ve ne yazık ki konu/ yaklaşım gibi, espriler de tamamen demode ve senaryo son derece sürprizsiz. Senaryonun da ötesinde, filmin en büyük yetenek sorunu bana göre yönetmenin hanesine yazılacak.


Özetle kötü, kalitesiz bir komedi İki Babalık. Sonunda da aile olmanın önemi, hayatta manevi değerlerin işten ve paradan daha mühim olduğu gibi mesajlarla yine beylik bir bağlama yapıyor. Filmin iyi yanları var mı, derseniz… Çok önemli performanslar olmasa da Travolta ile Williams’ı görmek güzel. Bugüne dek fazla dikkatimi çekmeyen Seth Green’i, muhteşem ikilinin asistanı rolünde izlemek de hoşuma gitti. Özellikle asistanın gorille buluşmasına çok güleceğinize eminim; filmi olmasa da bahsettiğim sahneyi hemen Youtube’dan bulun ve izleyin lütfen… Ve son olarak, ikilinin bir Japon şirketiyle yaptığı iş görüşmesi sahnelerinin, gerek Amerikan gerekse evrensel düzeyde işadamı şaklabanlıklarını ve bir de Amerikan toplumunun Japon iş dünyası ve işadamı profiline nasıl baktığını içler acısı biçimde ortaya koyduğunu eklemek isterim. (www.tersninja.com’da yayınlanmıştır)