Hayat bir mucize! Bu ülkede ilerlerken karşınıza şekerlemeden evler, bin renkli kuşlar, yakut yüklü ağaçlar çıkacak en beklenmedik anda... Unutmamak için yazmalı! Bir masal gibi sonsuzluğa...

5 Şubat 2010

Ertelenmiş düşlerin günahını çıkarmak

Bugün kendim için bir şey yaptım… Evet, yaptım ve özel bir tiyatro atölyesinde oyunculuk kursuna başladım.

Mucizeler Ülkesi’ni kurmak hayatımın direksiyonunu şimdiden sürpriz sokaklara kırmaya başladı sevgili mucizeciler. Geçenlerde facebook statüme şöyle yazmıştım: “Madem bir ülkem var artık, kendimi de bu ülkenin kraliçesi ilan ediyorum!”.

Burada sizlerle buluşma öncesindeki yazma sürecinde kendimle baş başa kalmak, ertelenmiş düşlerimi hatırlamamı sağlayacak kadar derinlere inme becerisini ve sonra, bu düşleri yine sizlerle paylaşmak üzere gerçeğe dönüştürme heyecanını veriyor bana. İnsan yazdıkça, sözcükler ve düşünceler arasında kendini bulma gücü de artıyor.

Benim, bugün o 15 kişilik küçük atölyede geçen üç saatin sonunda diyeceğim şudur: Eğer yıllardır “acaba yapsam mı?” diye düşünen, içinde bu isteği duyan ama onca işin gücün arasında bir yetişkin olarak bu fikri anlamlandırmakta ya da bir mantık zeminine oturtmakta güçlük çeken ve üşenenleriniz varsa sizlere sesleniyorum… Lütfen ertelemeyin!

Bugün o 15 kişilik küçük atölyede, yıllar sonra bir hocanın karşısında yeniden “küçük olmuş” biz büyükler, çocuklar gibi şendik... Yetişkin hayatlarımızın unutturduğu bir yalınlıkla birbirimize merhaba dedik, kucaklaştık ve salt kendi irademizle seçtiğimiz, ertelenmiş bir düşü gerçekleştirmenin ortak paydasında günah çıkardık. Ben bugün orada; kim olduğum, hayatım, ilişkilerim, işlerim ve sorumluluklarımın dışına çıkıp paralel bir evrende yeniden var olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşadım.

İşte Mucizeler Ülkesi’nin bana yaptıkları sevgili mucizeciler… Sözcükler arasında boğulduğumu sanırken, aslında kendi kaybolmuşluğumdan sıyrılıp nefes almaya başlıyor ve yerimden kalkıp gerçekleşmemiş hayaller listesinden bir maddenin üstüne çizik atabiliyorum. Ve sonrasında da yeri geliyor, tiyatro diye başladığım bir yazıda, hayatı ertelemek üzerine ciddi sözler söylerken buluyorum kendimi.

Tiyatro ya da yamaç paraşütü veya eski bir sevgiliye sarılmak… Her ne olursa olsun, ertelediğiniz anın içinde sizi bekleyen şeye kavuşmak için daha fazla zaman kaybetmeyin. Zira inanıyorum ki, eğer içinizdeki sesin sizi çağırdığı bir ülke varsa orası sizin ait olduğunuz yerdir ve bu yolculuğa çıkmaya değer. Sonunda hiç tanımadığınız bir evrende kaybolmamak için…